Yeni Sanayi Devrimine Türkiye Hazır mı?

Sanayi 4
2.799

Eleştiriler ve farklı değerlendirmeler olsa da 1980’den günümüze bir başarı öyküsü yazıldı. 1980’de bizim 3 milyar dolar civarında ihracatımız vardı. Bugün geldiğimiz noktada ise 150 milyarı aşkın, çoğunluğu sanayi ürünlerinden oluşan bir yere gittik ihracatta. Esas itibarıyla bu özel sektörün eliyle oldu. Bir başarı öykümüz var. Bizim bu başarı hikayesinin üzerine bir başarı öyküsü inşaa etmemiz gerekiyor.

Ama patinaj durumundayız. Sorunlar üzerine düşünürken bunları teknoloji açısından ele almaya çalışacağım. Anadoluyu dolaştıkça sanayimize baktıkça Türkiye bilişim olmadan, bilişimi sanayiye dahil etmeden ilerleme olmayacak gibi görünüyor. Reel sektörler ve bilişim biraz ayrı ayrı gidiyor. Bu sektörleri buluşturacak platformları oluşturmalarımız lazım. Hem şirketler, hem de sektörün bunun için daha fazla proje geliştirmesi lazım ve tabii kamunun da bu konuda ikna edilmesi lazım. Bir örnekle açıklamak gerekirse, geçen haftalarda otomotiv sektörünün bir toplantısına katıldım.Otomotiv geçmişte kimsenin ihracat yapılacağına inanmadığı bir sektördü. Ama bugün otomotiv sektörü ihracat yapar duruma geldi.

Otomotiv lokomotif bir sektör olmasına rağmen yeterince yatırım olmaması ve Türkiye’nin algısında ortaya çıkmış problemlerin ihracatı olumsuz yönde etkileyeceği düşüncesi otomotiv sektörünün yaşadığı sorunlar olarak bahsettiğim toplantıda ortaya kondu. Bunları aşmak için ise şirketler bazında dünyaya açılma zamanı gelmiş olduğu ve üretimin başka ülkere götürülmesi mümkün diye düşünüldü.

Bilişimde de firmalar Türkiye’ye sığmadığında önlerini açacak başka yollara başvurabiliyorlar. Türkiye’nin sanayisinin bilişim sektörüne çok büyük ihtiyacı var. Otomobiller “data room” lar olarak ifade ediliyor. Bu işin geliştirilmesi gerekiyor, otomotiv sektöründe yazılımın büyük önemi var. Artık iş sadece bir ürün üretmekten çıkmış durumda, bir çözümün parçası olmak durumunda. Çözümün parçası olmakta ise bilişimi kullanan firmalar başarılı olacak gibi görünüyor.

Diğer taraftan herkesin daha girişimci olması gerekiyor. 1 milyar 400 milyon nüfusuyla Çin’i düşününce Çin’in hala geriden geldiği, bir takım cazibe ve çekicilikleri de olmamasına rağmen, bilgi üretimi üretimin bütünün temeline oturdu. O nedenle iki kümelenme var. Biri bilgiye sahip olanlar diğeri ise olmayanlar.

Böyle baktığımız zaman bilgi ve dijitalleşmenin belirleyici olacağını görüyoruz. İleri teknoloji  platformlarının nerede oluşacağı dünya ticaretinde belirleyici duruma geldi. Biz bu noktada, bilişim sektörümüzün gücüyle var olabiliriz. Başkalarının ihracatına katkı yapmadan büyümeliyiz. Bunun için ara malı ihracatını büyütmemiz şart. Elbette bunun da bir şartı yeni sanayi devrimine hazır olmak.

Yeni sanayi devrimine Türkiye hazır mı? Sizler ne düşünürsünüz?

Sadece birkaç yıl öncesine geri gittiğimizde Iphone’u tanıdık, twitter yeni yeni kullanılıyordu, facebook daha farklı kullanılıyordu. 2007 dijitalleşmenin hız aldığı yıl oldu.

Türkiye ise Bilgi ve İletişim Sektörü indeksinde geri sıralara düştü. İlk 10’da sadece iki ülke var batı dışından. Gerileyen diğer ülkeler ise Mısır ve İran. Reel sektörün aradığı bilişim gücünü bulamadığını buradan da görebiliyoruz.

Yeni sanayi devriminde 3 teknoloji var. Bio teknoloji, nano teknoloji ve bilgi ve iletişim teknolojileri. Bu konularda proje üretmek lazım. Son dönemde başka konulara odaklandık, bu yüzden geriledik.

Rekabet gücümüzü ucuz iş gücüne önem vererek sağlamaya çalıştık. Genç nüfusa güvendik. Tamam çok önemli ama, 1980’lerde nüfusun %44’ü kentlerde yaşıyordu. Bu oran şimdi % 75’e çıkmış.

Kentte yaşamak bir dinamizm yaşatıyordu ama şimdi bu dinamizmi yaşatmıyor. Verimlilik olmuyor. İç dinamiklerimiz eski sistemde devam ederse sorun oluyor. Makroda, mikroda sorunları biliyoruz ama icraatta çözüm bulamıyoruz. Artık çözüm bulmalıyız. Gerçeklere bakmaya gelsek KOBİ’lerin % 49’nun bulutu, web sayfası, mobil uygulaması yok. Dijitalleşmeyi içlerinde yapıcı olarak hissetmezlerse, zaten beşeri sermaye kendini gösteremez. Vizyon ve tutku geliştirmekte zorlanıyoruz. Analitiği kullanamayabiliriz, olduğu kadar bilişimi kullanırız. Başka ülkelerin ürettiği ürünü mühendislerimiz pazarlayabilirler. Ama bence bilişimle başarabiliriz. Bilişim sektörünün sanayi ile içiçe geçmesi lazım.

Sorunları irdelerken pozitif olarak bakmak lazım. Bir proje yaparken vizyon kurgusu yapabilirsek başarabiliriz.

Hakan Güldağ

Yeni yazılardan ve güncellemelerden hemen haberdar olmak için bildirimlere abone olun

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.